2016 yılı daha en başından yasaların artık sadece internette yaşanan hukuki sorunlara değil, teknolojik gelişmelere de ayak uydurmasının zorunlu olacağını gösteriyor. Şubat ayında ABD’de gerçekleşen Amerikan Futbol Ligi’nin şampiyonluk maçı SuperBowl öncesinde Amerika Federal Havacılık İdaresi, stadyumun 36 mil üzerinde maç günü belli saatlernde drone uçurulmasını yasakladı ve aksi halde vurulabileceğini açıkladı. Gelecek sene bu tip etkinliklerde drone’suz alan güvenlik kuralları gibi kurallar düzenleneceği söyleniyor. ABD’de 21 Aralıkta yayınlanan yasal kurallara göre, 250 gram ağırlığından fazla olan dronların FAA’ya uçuş öncesi kaydettirilmesi gerekiyor. Türkiyede’de sivil havacılık genel müdürlüğünün 2013 yılındaki dronelar bakımndan tebliğine göre büyük drone’ların askeri hava sahaları ve stratejik bölgeler üzerinde uçuş yasak. Öyle görünüyor ki yakında bizde de drone’ların hukukunu düzenleyen yasaların çıkması gerekecek.
Bir diğer gelişme AB’den. Özellikle Fransa, Paris saldırıları sonrasında teröristlerin, kimlik bilgilerine gerek duyulmadan alınan ön ödemeli kartlar kullandığı tespit edilince önlemler arttırıldı. Dolayısıyla öncelikle terörün finansmanının engellenmesi için; kimlik ve işlem takibinin yapılmadığı sistemler ile mücadele kararı alındı. Bu sebeple Sanal para ve ön ödemeli kartları kullananların kimlik bilgilerinin kaydı ve yapılan işlemler resmi mercilere bildirilecek. Bu şekilde bitcoin aracılığı ile de terörün finanse edilmesinin önüne geçmek de hedeflerden biri. Haziran sonuna kadar buna ilişkin bir mevzuatın hazırlanacağı AB tarafından duyuruldu. Bu konuda bizde de BDDK geçen sene yaptığı bir açıklama ile, elektronik para kanununa göre bitcoinin elektronik paradan sayılamayacağını duyurmuştu. Dolayısıyla henüz bir yasal düzenleme mevcut değil.
Son olarak, Avrupa Birliği ve ABD dijital verilerin korunması ile ilgili yeni bir sistemde uzlaştı. Anlaşma taslağı hazırlanıp AB komisyonu ve üye ülkeler tarafından onaylanırsa yürülüğe girecek. Buna göre, AB vatandaşlarının ABD’ye iletilecek kişisel verileri ile ilgili yasal hakları ve özel hayatları koruma altında olacak. Ayrıca bu kapsamda ABD’deki şirketler, Avrupalıları kişisel bilgilerini koruması belli şartlara bağlanacak ve ABD -AB yetkili mercileri arasındaki işbirliği yakınlaşacak. Bizde de bu alanda bir gelişme oldu. Şubat ayında Kişisel Verilerin Korunması hakkında kanun tasarısı Adalet Alt komisyonu tarafından, tasarıda bazı değişiklikler yapılarak kabul edildi. Amaç, mahremiyeti korumak ve kişisel veriler işlenirken hukuka ve dürüstlük kurallarına uyulması, bu verilerin belirli, açık ve geçerli sebeplerle toplanmasının sağlanması. Yapılması tasarlanan düzenlemelerden biri de, bu verilerin işlenmesi ve toplanması için devletin ekonomik çıkarlarının korunması şartı aranması. Bu tasarının 20 yıldan fazladır yasalaşması beklendi ancak bu günlerde yasalaştığını duymak mümkün. Bu kanunun çıkması, hem ulusal hem de uluslararası anlamda verilerin güvenliği bakımından Türkiye’nin duruşu için oldukça önemli bir adım.
‘Bu yazı ilk olarak DigitalAge dergisinin Mart 2016 sayısında yayınlanmıştır.’