6 Haziran 2017 SALI günü 30088 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Elektronik Ticarette Güven Damgası Hakkında tebliğ ile, e- ticaret sitelerinin güven damgası alma şartları ve yükümlülükler belirlendi. Ancak bazı handikaplara değinmek gerekecek;
Bu güven damgasını almak zorunlu değil, ancak örneğin bütçe yetersizliği gibi sebeplerle alamayan firmaların güvensiz olduğu izlenimi yaratacağı bir gerçek. Bu durumda bir girişimin önünün açılması ve teşvik edilmesi durumunun son bulması kaçınılmaz.
Ayrıca bu güven damgasının ücretli olması, her yıl yenilecek olması, her mecra için ayrı ayrı alınması zorunluluğu gibi düzenlemeler; firmalara ekstra maliyet demektir ve bu maliyet kaçınılmaz olarak tüketicilere yansıyacaktır. Bu da elektronik ortamda ticaretin hacminin düşmesine sebebiyet verebilir. Bu da serbest ticaretin yine devlet organları ile kontrol edilmesi anlamına gelebilir ve faaliyet gösterenlere baskı hissettirebilir.
Güven damgası askıya alınır veya iptal edilirse ve bunun sebebi yetersiz bütçeden kaynaklanırsa, sırf bu sebepten güvensiz kılınması, işletmelerin ticari itibarına zarar verebilir.
Damgaya link verilmesi, söz konusu site trafiğinin GDS firmasına yöneltilmesi ve tüketicinin dikkatinin dağıtılması gibi durumlara sebebiyet verebilir. Diğer yandan GDS firmasının bu tıklanma trafiği sebebiyle kar, gelir elde etmiyor olması gerektiği düzenlenmemiştir. Ayrıca GDS kayıtları ile firmanın kayıtları birleştirilirse, tüketiciler hakkında çeşitli görüşler elde etmek kaçınılmaz olacağından, kişisel verinin de korunmasına aykırılık teşkil edebilir.
Çocukların korunması güven damgası alabilme şartı olarak düzenlenmişse de bu tabir oldukça geniş kapsamlıdır. Nitekim çocuğun korunması gibi hassas bir konuda bu kaygı ve boyutu kişiden kişiye göre değişebilir.
Tebliğde, E-ticaret sitesinin stok bilgisi ve ürün özellikleri ile tedarik, kargo ve teslimat süreleri gibi hususlarda taahhütlerine uygun hareket edilmesi beklenmekte ise de metropol yaşamında çoğu zaman harfiyen uyulması neredeyse mümkün olmayan bir durumdur.
Tebliğde, sipariş ulaşana dek yapılacak bildirimler ve takip imkanıda zorunlu tutulmuşsa da serbest ticarette de her adımı bir standarda bağlamak, sonucunda serbest kelimesinin anlamını yitirmesine sebebiyet verecektir.
Etkin şekilde talep ve şikayet yönetimi şartı ise, belirsiz bir ifadedir. Bu ifade kimi firmaya göre etkin sayılabilir, kimi tüketiciye göre yetersiz gelmesi oldukça muhtemeldir. Diğer yandan müşteri temsilcisinin yetersiz olması, bütçeye bağlı sorunlar yaşanabilir. Bu durum, bir firmanın güvenilmez kılınması için her zaman objektif bir değer olmayabilir. Ayrıca müşteri hizmetlerinin birden fazla kez ulaşılamaması mı, yoksa aynı hafta içinde defalarca arandığında ulaşılamaması mı, bu maddeye aykırılık gösterecek, bu durum da belirsizdir.
Nitekim anlık aksamalar ve arızalar bu durumun dışında tutulmalıdır, ancak bunun belirlenmesi de neredeyse imkansıza yakındır. Diğer yandan müşteri hizmetlerine ulaşılabilen, ancak sadece ‘işlem kaydı alındığını söyleyerek tüketiciyi oyalayan ve sonrasında hiçbir şekilde gerekli düzeltmeleri yapmayan’ firmalar da mevcuttur. Bu durumun da konumlandırılabilmiş olması beklenir.
İflas durumunda da, aracı hizmet sağlayıcı iflas edebilir ancak hizmet sağlayıcının bundan etkilenmeyeceği gibi netlik kazanmamış düzenlemeler mevcuttur.
Her bir ticaret ortamı için GD başvurusunda bulunulması zorunluluğunun, Facebook, Twitter, Instagram gibi sitelerde satış kanalının kullanıldığı durumlara nasıl uygulanacak olduğuna dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Nitekim bu tür sitelere denetim getirilmesi de uluslararası menşeili olduğundan oldukça zor görülmektedir.
Firması, sitesi, uygulaması hakkında güven damgası verilmeyenler, askıya alınanlar bu karara itiraz edebilecek mi, itiraz prosedürü ve şartları, süresi gibi düzenlemelere de ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak, bu kadar denetim ile içinden çıkılmaz bir hal alması, uygulamada keyfiyete sebebiyet vermesi, gerçek kişi ve tüzel kişilerin bu durumdan olumsuz etkilenmesi, diğer yandan düzenlemeler bakımından baskı altında hissedilmesi ve sonuçta da e-ticaret hacminin küçülmesi, zayıflaması gibi sonuçlar doğurabilir.
‘ Bu yazı ilk olarak E-ticaret Çağı dergisinin Temmuz 2017 sayısında yayınlanmıştır.’