IBAN Dolandırıcılığı, genellikle ticarette alım satım yapan şirketlerde, korsanın maillerde araya girmesi ve hazırladığı maili sanki diğer taraftan gelmiş gibi göstermesi ile oluyor. Bu sırada IBAN NO’sunu kendisininki ile değiştiriyor ve sanki ticari ilişkinin karşı tarafı göndermiş gibi gösteriyor. Mailde yazan IBAN No’suna para gönderimi yapacak taraf ise, bu durumu kolay kolay anlayamıyor, çünkü gönderilen sahte IBAN numarasının altında daha önceki mailler de görünmeye devam ediyor. Bu durumu farketmeyen taraf, sanki IBAN numarasını karşı taraf yollamış zannederek parayı gönderiyor.Bu yolla yapılan dolandırıcılıkta genelde paralar Çin ya da Gürcistan hesaplarına gidiyor. Dolandırıcılar bu ülkelerdeki bankaları tercih edebiliyor.
Bu tip dolandırıcılığın özel olarak hedef aldığı bir sektör yok, genelde yurtdışı ile çalışan ve ithalat ihracat yapan ve bu süreçte mail üzerinden IBAN No’su alarak bu hesaba para gönderen her şirket hedef olabiliyor. Yapılan dolandırıcılığın hacmi için bir sınır belirli değil, 50 bin dolar zarara uğrayan da var, bu sebeple 250 bin dolar zarara uğrayan da bulunuyor.
Şirketlerin bu tuzağa düşmemesi için öncelikle karşı taraf IBAN No’sunu gönderdiğinde bu numaraları doğrulatmalı ve karşı taraf ile mail dışında bir yöntemle de önlem olarak iletişime geçmeli. Bunun dışında IBAN No’sunu doğrulatırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri de daha önce işlem yapılan ilgili IBAN numaraları ile eşleştirme ve kontrol yapılmalı, ayrıca en önemli husus, IBAN numaralarında en başta yazan ülke kodlarına dikkat edilmeli. Nasıl ki Türkiye’deki IBAN No’ları TR ile başlıyorsa, verilen IBAN No’sunun hangi ülkeye ait olduğuna dikkat edilmeli, Gürcistan GE gibi başka bir Avrupa ülkesine ait IBAN olursa veya Çin gibi ülkelere ait hesap numarası gönderilmiş ise buna dikkat etmelidir.
Mevzuata göre hemen müdahale edilirse kayda bloke konabilir, fakat uluslararası kurallar gereği IBAN ile ilgili bankalarca doğrulama yapılmamaktadır, çünkü IBAN numaraları doğru kabul edilmektedir. Ancak hemen müdahale edilemezse ve para korsan tarafından çekilmişse geri dönüşü oldukça zor. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında savcılığa başvurmak gerekiyor. Fakat başka ülkeden araya girme olduğu için Türkiye’deki savcılığa başvuru da sorunu çözmeye yetmeyebiliyor.
Nitekim soruşturma kapsamında IP (internet protokol numarası) tespiti yapılsa dahi, savcılık yurtdışı kurumlardan kullanıcı bilgisi alamıyor, alsa da genelde bunu yapanlar IP yönlendirme ya da IP gizleme yaptığı için gerçek şahıslara ulaşılamıyor. Şirketlerin başına geldiğinde kimi zaman kendi personelinden ya da ticari ilişkide bulunulan karşı taraftan şüphelenilen durumlarla da karşılaşılabiliyor. Ancak tüm bunlar soruşturmalar kapsamında inceleniyor ve gerekli tespitler yapılıyor. Ayrıca bu gibi durumlarda fail bulunamadığından mağdurların zararının karşılanması ihtimali de oldukça düşük. Üstelik bir de bu durumdan evvel karşı tarafa ürün gönderilmiş veya hizmet sağlanmışsa, bunun iadesi gibi talepler olduğunda hukuki açıdan iş daha da karmaşık hale geliyor.
Bu yazı ilk olarak 8 Ağustos 2014 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanmıştır.