Geçtiğimiz ay drone’ların ABD’de maç sırasında güvenlik gerekçesiyle engellenmesinden bahsetmiştim. Türkiye’de de geçtiğimiz ay yeni bir düzenleme yapıldı ve artık ağırlığı 500 gramdan fazla olan drone’ların ve pilotlarının Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne kaydı zorunlu. 1 Mayıs’a kadar internetten kayıt yapılması gerekecek. Ayrıca drone pilotuna her yıl, tüm bakım ve onarımları yaptığını beyan etme zorunluluğu getirildi. Bir de eğer üçüncü kişiler zarara uğrarsa kayıt altına alınan kişinin sorumlu olacağı düzenlendi. Ayrıca ticari faaliyet gösteren bir drone ise Türk Hava araçları tesciline kayıt olması ve sigorta yaptırması artık Türkiye’de de zorunlu. Son olarak yetkisiz uçuşlar ve belirlenen uçuşa yasaklı hava sahalarında uçuş yapılması halinde de cezai yaptırım uygulanacağı düzenlendi.
Apple- FBI davası kızışıyor. FBI, geçen sene Apple’dan bir zanlının iphone şifrelerini devre dışı bırakmasını istemişti. Ancak bu durum gerçekleşirse hem tüm müşterilerin güveni sarsılacak hem de kullanıcıların kişisel verilerinin korunması mümkün olmayacaktı. Apple’a göre ise, davayı FBI kazanırsa, hükümet günün birinde firmayı kullanıcıların kamera ve mikrofonlarına erişim ve gözetleme konusunda zorlayabilir. Başka bir davada da Brooklyn’deki mahkeme ise Adalet Bakanlığı’nın, Apple’dan bir uyuşturucu davasıyla ilgili kilitli bir telefonu açması talebini reddetti.Gerekçe ise buradaki talebin gerçekleşmesi halinde yalnızca bir alet değil, bundan sonra da kararın içtihad oluşturması ve örnek olması tehlikesi. Facebook ve Twitter’da Apple’a FBI’a direnmesi konusunda destek verdiğini açıkladı.
Araçların hacklenmesi de bu ay gündemde. Birkaç ay evvel güvenlik testleri yapan hackerların bir aracın beynine girebildiği ve direksiyon kumandası, fren ve gaz ayarı, mobil bilgisayar ayarlarını değiştirip, sürüş esnasında aracı uzaktan kumanda edebildikleri tespit edilmişti. Hatta aracın içindeki multimedya sisteminde görüntü ekranında saldıranın istediği fotoğrafların yayınlandığı görülmüştü. Bu tespitin ardından bu marka aracın üretici firma tarafından geri çağrılması söz konusu olmuştu. Elbette bu durumda aracın güvenliği tehdit altında olabilir ve pek çok bilgi de ele geçirilebilir. FBI ise bu konuda bu ay yayınladığı kamu spotunda, güvenlik ve kişisel verilerin gizliliği bakımından böyle bir tehdidin varlığına karşı kişileri uyardı ve araçların yazılımının güncel olması, üçüncü parti yazılım ve cihazlara izin verirken güvenilir olmasına dikkat edilmesi ve fiziksel olarak araca erişenlere de dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Elbette aracında böyle bir durum olduğundan şüphe edenler, üretici firmaların geri çağırma bildirilerinden, durumlarını kontrol edebilir.
Araç içi sistemlerin hacklenmesi kişisel araçlarda olduğu gibi, toplu taşıma araçlarında da yaşanabiliyor. Nitekim, Mart ayında İETT sistemlerinin hacklendiğine; tüm durak ve araç içi bilgi ekranlarındaki verilerin yok olduğuna tanık olduk. Sorun bir süre sonra giderilse de, bu durum hem kamusal anlamda düzeni bozduğu için, hem de bilişim sistemine izinsiz girme ve verileri değiştirme, erişilmez kılma eylemi olduğundan suç teşkil etmekte. Ayrıca kişiler de bu akıllı sistem üzerinde akbil ve ulaşım kartlarını kullandığından, kişisel verilerin bu anlamda da güvenliğinin sağlanması önem taşıyor.
‘Bu yazı ilk olarak DigitalAge dergisinin Nisan 2016 sayısında yayınlanmıştır.’